 |
zatülcenp "Doğrusu kendimi, sorunlarla oynaşan, sonra da kolayca yorulup sıcak
bir hayal şehrinin ana kalorifer kazanının yanına uzanıp uyuyan tembel
ve hantal bir kediye benzetiyorum. Dar bir koridorun ebruli
karanlığında, aslında olmayan, var olmadığını çok iyi bildiğim, dört
ayaklı bir ciğeri kovalayacağım: Zatülcenp'ten kıvranan bir ciğeri!..
Değil ona yetişmek, bu et yığınından sızan kanın kokusunu bile
duyamıyorum. Burnum, nükleer atıklarla dolu. Burnum, peyklerle dolu.
Burnum, Windows 2000'in ileri modelleriyle dolu. Burnum, borsa
simsarlarıyla dolu. Trendler yüzünden avımı koklayamıyorum. Hiçbirini
yapamadık. Çünkü asla o kadar güçlü olamadık. Çünkü geç kaldık. Çünkü
yalnız kendimizleydik. Nereye geç kalmıştık ki?! İşte asırlardır
cevabını aradığım ve beni egoizmden uzak tutabilen tek soru!.. Aklım
bir radyoydu ve ben frekanslar arasında istasyon düğmesini çevirerek
sevecen bir ezgi yakalama uğraşı verdim, dijital değildim; onlar
parazit yaptılar! Yayınların arasına girerek çirkin laflar ettiler.
Kimi programlara canlı bağlanarak hakkımda ileri geri konuştular:
enim bir kabak dolması tarifi olduğumu iddia ettiler!"küçük İskender'den
bir roman: Hastalıkların iyileştirdiği ruhlar için."
|