bulaşıkları yıkamadık. duydun mu, bulaşıkları
yıkamadık. herşeyi öylece bırakarak ayrıldık. mutsuz
iççamaşırlarımızın parmak kaldırmadan sordukları
hin sorulara şimdi kim yanıt verecek.
ben zaten senin orospu olduğunu biliyordum. evde
olmadığım zamanlarda düş kuruyordun çünkü. çıraklar,
sütçü, kapıcı, bir mağarada seni düşünüp otuz bir
çekiyorlardı; onlar otuz bir çekiyorlardı,
menilerini ben yutuyordum. İki kadeh içmeye
kalkışsam dövüyordun beni.
aşağılık bir karakterin vardı senin. bu, hoştu.
benimle yatakta başarılıydın, bu, yetiyordu. ama
farkındaydım. fırsatını kolluyordum. senin bir
yerini mutlaka kesecektim. kendi kanından korkmanı
istiyordum. senden daha güçlü olduğumu kabullenmem
önemli değildi. tedavini aksatmıştın. artık
ilaçlarını almıyordun. vicdan azabı çektirerek
keyifleniyordun. hakikaten büyük orospuydun. ruhun
bedenini baştan çıkartmıştı bile.
fırsatını kolluyordum. bir yerini mutlaka
kesecektim.
küçük İskender